Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) 75’inci Genel Kurulu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (ETÜ) Salonu’nda gerçekleştirildi. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu genel kurul konuşmasında ‘birliğimiz ebedi, gündemimiz ekonomi’ temasına vurgu yaparak, iş dünyasının önümüzdeki süreçte gündemin ekonomi olmasını istediğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanımızın icracı ve reformcu iş yapma tarzıyla ekonomide yeniden atılıma geçeceğimize inanıyoruz. Hiçbir engel, aşamayacağımız kadar büyük, hiçbir duvar yıkamayacağımız kadar güçlü değil. Gün, elbirliğiyle ayağa kalkıp koşma günü” ifadesini kullandı.
Yaklaşık 1 senedir genel ve mahalli seçimlerle devam eden seçim sürecinin geride kaldığını hatırlatan TOBB Başkanı, “Önümüzde 4 yıllık seçimsiz bir dönem var. Bu fırsatı iyi değerlendirmeli, kesintisiz bir icraat dönemine çevirmeliyiz. İstikrar sürsün, Türkiye reformlarla büyüsün” dedi.
Hisarcıklıoğlu, ekonomiyi gündemin ilk maddesi yapma önerisinde bulunurken, rekabet gücünü artıracak yapısal reformları arka arkaya hayata geçirmek gerektiğini vurguladı.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, “Zira ekonomide atılacak çok adım yapılacak çok iş var. Hükümetimiz seçim öncesinde bunun sinyalini verdi. Seçimler geride kaldığına göre artık hızla harekete geçilmesini bekliyoruz” diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu’nun TOBB 75’inci Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma şöyle:
“Sayın Cumhurbaşkanım, Türkiye Büyük Millet Meclisimizin Sayın Başkanları, Sayın Bakanlarım,
Sayın Milletvekilleri, Belediye Başkanları ve Büyükelçiler,
Sayın Genel Kurul Başkanım ve Konsey Başkanlarım,
Çok kıymetli Oda ve Borsa Başkanlarım, Meclis Başkanlarım,
Sektör Meclislerimizin Kadın ve Genç Girişimci Kurullarımızın kıymetli başkanları,
Değerli Genel Kurul delegelerim, Genel Sekreterlerim ve çalışma arkadaşlarım,
Türkçe Konuşan Girişimciler programı kapsamında 16 ülkeden gelen kıymetli misafirlerimiz, Akademik Danışmanlarımız,Basınımızın seçkin mensupları, Kıymetli hazirun.
Sizleri şahsım ve TOBB Yönetim Kurulu adına gönül dolusu muhabbetle selamlıyorum.
75. Genel Kurulumuza hoş geldiniz şeref verdiniz.
Öncelikle dün 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı’ydı.
Bu vesileyle tüm çalışanların emekçilerin bayramını kutluyorum.
3 gün sonra da Ramazan’a kavuşacağız.
Rahmet bereket ve merhamet ayı olan Ramazanımız mübarek olsun.
Öte yandan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919’da Samsun'a ayak basmasıyla başlayan İstiklal mücadelesinin 100. yıl dönümündeyiz.
1. Dünya savaşına 3 milyon kilometre kare büyüklükle giren Osmanlı Devleti savaştan mağlup çıkınca topraklarının yüzde 85’ini kaybetti.
Anadolu’nun her köşesi ve hatta Osmanlı'nın üç başkenti; Bursa Edirne ve İstanbul bile işgal edildi.
Ordusu dağılmış, ekonomisi çökmüş, ciddi bir sanayisi olmayan, yokluk içinde ümitlerin tükendiği bir ülkede, tüm bu olumsuzluklara rağmen istiklal mücadelesi verildi.
Eğer Mustafa Kemal önderliğinde Kurtuluş Savaşı kazanılmasaydı, Anadolu da elimizden çıkacaktı.
Dolayısıyla bu toprakların hâlâ vatan kalmasını, 1919’da başlayan, 1922’de büyük zaferle sonuçlanan ve 1923’te Lozan’da başarısını dünyaya kabul ettiren “İstiklal Harbine” borçluyuz.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, bu vatan için şehit düşmüş tüm kahramanlarımızı, rahmetle minnetle saygıyla anıyoruz. Ruhları şad olsun.
Bizlerin burada huzur ve güvenliği için içerde ve dışarda terör örgütlerine karşı canları pahasına mücadele veren Ordumuza, Polisimize, tüm emniyet güçlerimize de selam olsun.
Cenabı Hak hepsini muhafaza etsin, muzaffer kılsın.
Sayın Cumhurbaşkanım
Dün Ticaret Bakanımızın ev sahipliğinde Cumhurbaşkanı Yardımcımızın da katılımıyla Genel Kurulumuzun açılışını yaptık.
Bugün de Siz, teşrifinizle bizleri onurlandırdınız.
2002’den bu yana her Genel Kurulumuza iştirak ederek camiamıza reel sektörümüze verdiğiniz önemi gösterdiniz.
Bizlere moral ve çalışma şevki verdiniz.
Sizin liderliğinizde sağlanan istikrar ve reformlar geleceğe daha umutla bakmamızı sağladı.
Yine bugün aramızda Bakanlığı ve Başbakanlığı dönemlerinde camiamızın hep yanında olmuş çok değerli bir isim Sayın Binali Yıldırım bulunuyor.
Ülkemize iş dünyamıza katkılarından dolayı Sizlere, şahsım ve tüm camiam adına teşekkür ediyorum.
Sayın Cumhurbaşkanım değerli misafirler
100 yıl sonra şimdi ekonomik alanda bir istikbal mücadelesi veriyoruz.
Uluslararası araştırmalara göre dünya ekonomisi hassas bir dönemde. Ve yavaşlıyor.
Dünyada 2019 yılının 2018’e göre ekonomik açıdan daha zayıf geçmesi bekleniyor.
Geçen sene ülkelerin yüzde 75’i küresel canlanmaya pozitif katkı sağlamıştı.
Yani dünyanın yüzde 75’i bir şekilde büyümeyi hissetmişti.
Oysa bu sene ülkelerin yüzde 70’inde yavaşlama tahmin ediliyor.
Yani dünyanın yüzde 70’inde büyüme oranları geçen seneye göre daha az olacak.
Artan küresel korumacılık uygulamaları, Avrupa’da yükselen popülizm, Brexit sürecinin belirsizliği, ABD Başkanı Trump’ın tavırlarıyla alevlenen ticaret savaşları ve Çin’deki yavaşlama, şu an dünya ekonomisini en çok etkileyen faktörlerin başında geliyor.
Ülkemizdeyse Ağustos 2018’de döviz piyasasında başlayan çalkantı hızla ekonominin geneline yayıldı.
İç piyasada iş hacmi düştü nakit akışı azaldı kredi akışı yavaşladı tahsilatlar gecikti.
Ekonomide bir durgunluk dönemine girdik.
Hazine ve Maliye Bakanımızın başlattığı program ve aldığı tedbirlerle ekonomide büyümenin yeniden başlaması bekleniyor.
İşte tüm bu sıkıntılı dönemde Oda-Borsa camiası üyemizin yanında oldu hizmet etmeyi sürdürdü.
Kayseri’de ‘yakınma yekin’ derler.
Biz yakınmadık. Biz yekindik.
Yani harekete geçtik.
Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla 81 il’de istihdam seferberliğini yeniden başlattık.
Burada üzülerek paylaşmak isterim ki; bu işe bir tek Oda-Borsalarım sahip çıktı.
Takip ediyorum, Oda ve Borsalarımın hepsi canla başla çalışıyor.
Her il’de destek ve teşvik tanıtım merkezleri kuruyor firmalara OSB’lere ulaşıyor ülke çapında tanıtıyorlar.
Hatta büyük şirketleri bire bir ziyaret ederek en geniş katılımı sağlıyorlar.
Hükümetimiz de çıkardığı tarihi teşviklerle bu sürece büyük destek verdi.
Kısa çalışma ödeneğini işler hale getirdi.
Geçen sene sona eren işverene asgari ücret desteğini miktarını da artırarak yeniden başlattı.
Tüm bunlar sayesinde istihdamdaki negatif gidişi durdurduk artıya geçtik.
İnşallah Odalarımız ve Borsalarımız yılsonu için verdikleri hedefleri de yakalayacaklar.
İstihdamdan sonra finansmanda da yine elimizi taşın altına koyduk.
TOBB Nefes kredileriyle 2 yılda yaklaşık 100 bin KOBİ’ye 12 milyar liralık ucuz finansman sağladık.
Daha sonra Hazine ve Maliye Bakanlığımız bir ilke imza atarak KOBİ Değer Kredisini başlattı.
Bu sayede 122 bin üyemiz 44 milyar liralık düşük faizli kredi imkânına kavuştu.
Banka genel müdürleriyle 16 şehirde bölgesel toplantılar düzenledik.
Böylece Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik.
81 İl’in iş dünyasını reel sektörünü mali sektörle bir araya getirmiş olduk.
Firmalarımız burada ilk elden sıkıntılarını anlattı sorunlarını çözme imkânı buldu.
Yıllardır vurguladığımız KOBİ’ler için ticari alacak sigortası Bakanımız sayın Berat Albayrak’ın girişimiyle devlet destekli olarak hayata geçirildi.
Tavan yapan Teminat Mektubu komisyon oranları daha makul seviyelere indirildi.
Yine bu sıkıntılı dönemde yanımızda en çok kamu bankalarını gördük.
Hepsine ayrı ayrı teşekkürü borç bilirim.
Hazine ve Maliye Ticaret Çalışma ve Savunma Bakanlarımızla 15 ilde üyelerimizle bir araya geldik.
Sıkıntılar ve öneriler ilk elden hükümetimize iletildi.
Büyük kısmında olumlu sonuçlar aldık.
Emeği geçen tüm Bakanlarımıza teşekkür ediyorum.
Yanımızda oldunuz bize güç verdiniz güven verdiniz.
Üyelerimizin talebi Oda ve Borsalarımızın önerisi ve hükümetimizin de olumlu yaklaşımı sayesinde konutta otomotivde beyaz eşyada ve mobilyada vergiler indirildi.
Ticari araçların kiralanma yasağına son verildi.
İkinci el taşıtlardaki KDV sorunu giderildi.
Hızla yükselen döviz kurlarının neden olduğu Teknik İflas sorunu çözüldü.
Üzerimizde önemli yük olan Mera Fonu kaldırıldı.
Yargı süreçleri özellikle İş Mahkemelerinde çok uzun sürüyor, geciken adalet herkesi mağdur ediyordu.
Bunu değiştirmek üzere zorunlu arabuluculuk sistemi başlatıldı.
İş uyuşmazlıklarından sonra ticari uyuşmazlıklarda da öncelikle arabulucuya müracaat şartı getirildi.
Aylar hatta yıllar süren davalar artık günler-haftalar içinde çözülüyor.
Biz de buna katkı vermek için TOBB ETÜ bünyesinde Uyuşmazlık Çözüm Merkezi kurduk.
Önümüzdeki dönemde ihracatın en büyük çıkış kapımız olacağını öngörüyoruz.
Ancak aynı malları, aynı ihracatçılarla, aynı ülkelere satarak bunu başaramayız.
İşte bu yapıyı değiştirmek, ihracata yeni bir ivme kazandırmak üzere, Ticaret Bakanımız çok önemli bir girişim başlattı.
Yeni Ürün, Yeni Pazar, Yeni İhracatçı hedefiyle Anadolu’da İhracat Destek Ofisleri açıyor, Bakanımızın talebiyle 81 İl’de de yaygınlaştırıyoruz.
Odalarımız ihracatta firmalarımıza kılavuz kaptanlık yapacak, ülkemize yeni ihracatçılar kazandıracak.
Şirketlerimizin sadece yurtiçinde değil, yurtdışında da yanında olacağız.
Ticaret Bakanlığımız öncülüğünde 10 yıldır yapılamayanı yapacağız.
İlk olarak Çin ve Amerika’da açacağımız Türkiye Ticaret Merkezleriyle şirketlerimizin bu dev pazarlara girişini kolaylaştıracak, ihracatımızı artıracağız.
Firmalarımızın yurtdışına çıkışını hızlandırmak, lojistik maliyetleri düşürmek üzere, Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla başlattığımız Kara Gümrük Kapıları modernizasyonuna devam ediyoruz.
Böylelikle hem devletimizin kasasından tek kuruş çıkmıyor, hem de devletimizin vergi geliri katlanarak büyüyor.
Öte yandan Oda ve Borsalarımız yerel değerlerimize de sahip çıkıyor.
İllerindeki ürünlerin coğrafi işaret almasını markalaşmasını sağlıyor.
Tarım Bakanımızın destekleriyle Lisanslı Depoculuğu yaygınlaştırdık.
Ürün İhtisas Borsası’nın kurulmasını sağladık.
Bu hasat döneminde buğday, arpa ve mısırla faaliyete geçiyoruz.
Ticaret Borsalarımız da IPARD eğitimleriyle tarım sektörünü dönüştürüyor geliştiriyor.
Ticaret Borsaları Bilgi Sistemiyle yine bir ilke imza attık ve borsa faaliyetlerini dijital ortama taşıdık.
Yıllardır sıkıntısını yaşadığımız nitelikli eleman bulma konusunda da devrim niteliğinde bir iş yaptık.
Milli Eğitim Bakanlığımızla birlikte özel sektör ilk defa Oda ve Borsalarımız vasıtasıyla mesleki eğitimde söz sahibi oldu.
Ayrıca 81 İl’de 81 okul yapma projemizi de yılsonunda tamamlıyor, eğitime tarihi bir destek vermiş oluyoruz.
Bugün sizleri ağırladığımız açılışını da sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı TOBB ETÜ’de geleceğin girişimcileri ve liderleri yetişiyor.
Çok şükür bugün dünyaya teknoloji ve bilgi ihraç ediyoruz.
Mezunlarımızın tamamı ya girişimci oldu ya da hemen iş buldu.
Savunma sanayinden yüksek teknolojiye birçok alanda ülkemize değer katan bir üniversite haline geldik.
Bu konuyu özellikle önemsiyorum.
Zira bakın dünya Endüstri 4.0 çağını yaşıyor.
Dijitalleşme, birbiriyle konuşan makinalar, yapay zeka, biyoteknoloji gündemde.
Dünün dev finans ve enerji kuruluşlarının yerini teknoloji şirketleri alıyor.
Mazisi 10 yılı bile bulmayan yeni nesil girişimciler, geleneksel sanayileri dönüştürüyor.
Eskiden milyar dolarlık şirket çıkarmak birkaç ülkenin tekelindeydi.
Artık devir değişti.
Endonezya’dan Arjantin’e milyar dolarlık teknoloji şirketleri ortaya çıkıyor.
Biz de büyük teknolojik atılımlar yapmalıyız.
Biz de küresel ölçekte başarıya ulaşan girişimlerimizin sayısını artırmalıyız.
İşte bu nedenle Türkiye’de bir ilke daha imza attık.
TOBB ETÜ’de Yapay Zeka Mühendisliği bölümünü kurduk.
Çocuklarımız gençlerimiz geleceğin teknoloji liderleri olacaklar.
Öte yandan Türkiye’nin 81 ilinde binlerce üyesiyle Kadın ve Genç Girişimci Kurullarımız yereldeki girişimcilik ekosistemini güçlendirmek için canla başla çalışıyorlar.
Allah hepsinden razı olsun.
Kadın Girişimci Kurullarımız dünyanın önde gelen teknoloji şirketleriyle ortak projeler yapıyor.
Daha fazla kadının iş hayatında yer almasını yükselmesini sağlıyor.
Genç Girişimci Kurullarımız gençlere rol model oluyor, yol gösteriyor.
İllerinde girişimciliği teşvik edecek yüzlerce faaliyet düzenliyorlar.
Küresel bir teknoloji şirketiyle birlikte İstanbul’da yeni bir girişimcilik merkezi kuruyoruz.
Bu merkezde Türk girişimcilerini dünyaya açacağız.
Göreceksiniz ülkemizi bu coğrafyanın girişimcilik merkezi yapacağız.
Türkiye’nin otomobili konusunda da 5 babayiğidimizle birlikte çalışıyoruz.
İnşallah Cumhurbaşkanımızın da destekleriyle bu konuda da başarıya ulaşacağız.
Tüm bunlar geçtiğimiz dönem yaptığımız işlerin sadece kısa bir özeti.
Daha çoğunu yapmaya hazırız.
Bunun için tek isteğimiz gündemin ekonomiye odaklanması.
Sayın Cumhurbaşkanımızın icracı ve reformcu iş yapma tarzıyla ekonomide yeniden atılıma geçeceğimize inanıyoruz.
Hiçbir engel, aşamayacağımız kadar büyük, hiçbir duvar yıkamayacağımız kadar güçlü değil.
Gün, elbirliğiyle ayağa kalkıp koşma günü.
Sayın Cumhurbaşkanım
Bu vesileyle iş dünyamızın önem verdiği bazı konuları da dikkatinize arz etmek isterim.
Firmalarımızın yaşadığı sıkıntıların başında finansmana erişim ve yüksek faizler geliyor.
Sizin yüksek faize karşı duruşunuz bize cesaret ve umut veriyor.
Yine sizin başlattığınız finansman desteklerinin devam etmesini arzu ediyoruz.
Firmalarımızda yaşanan finansman sıkıntısının önemli bir nedeni de kamu da bekleyen alacaklarımız.
Bunlar zamanında ödenmediği için bankaların eline insafına kalıyoruz.
Bizi bankaların eline düşürmeyin yüksek faize mahkûm etmeyin.
Başta biriken KDV alacaklarımız olmak üzere kamudan tüm alacakların bir takvime bağlanmasını bekliyoruz.
Biz ödememizi 1 gün geciktirsek, kamu önce gecikme faizi kesiyor.
Bu da yetmiyor, 3 kuruş borcumuz olsa tüm hesaplarımıza bloke geliyor.
Sabah bir bakıyoruz, hesaplara bloke konmuş, çekler-senetler ödenmiyor.
Ne huzurumuz kalıyor, ne itibarımız.
Sayın Cumhurbaşkanım zatı alinizin bu konulara el atmasına ihtiyaç var.
Eski dönemlerden miras kalan bir önemli yük de “Peşin vergi”.
Geçmişte enflasyon yüksek bütçe delik deşikti devlet vergiyi peşin toplamak isterdi.
Çok şükür Sizinle bu sıkıntıların hepsi geride kaldı.
Ama bu vergi hala duruyor.
Artık 90’ların bu kötü mirasını da kaldıralım.
Yine sayenizde yerli üretime fiyat avantajı getirildi.
Böylece milli sanayimize önemli iş imkânları doğdu.
Ama hala pek çok büyük altyapı ve ulaşım projelerimizde yabancı ürünler kullanılıyor.
Benzer durum yerel idarelerde de söz konusu.
Pek çok belediyede ithal malı kullanma merakı var.
Şartnameler buna göre hazırlanıyor.
Bu konuda bürokrasiyi aşamıyoruz.
Milli ve yerli ürünlerin kullanımını artırma konusunda yeni talimatlarınıza ihtiyaç var.
Bürokratları aşamadığımız bir diğer konu da; yeşil pasaport.
Talimatınızla bununla ilgili bir mevzuat çıkarıldı.
Ancak üzülerek gördük ki reel sektörün asli temsilcileri kapsama alınmadı.
İstihdamın üretimin yatırımın liderliğini yapanlar dışlandı.
İstihdam görevini üstlenenler bu insanlar.
Finansman için tüm kaynaklarını seferber eden bu insanlar.
Üretim-yatırım söz konusu olduğunda sadece elini değil gövdesini taşın altına koyan bu insanlar.
Oda-Borsa Başkanları, Yönetimleri ve Meclis üyelerimiz de yeşil pasaportu fazlasıyla hak ediyorlar.
Bu konunun yeniden ele alınmasını bekliyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanım
İstihdam Seferberliği desteklerinin bir kısmı nisan sonunda bitti.
İstihdamda başlayan olumlu gidişin devamı için bunları uzatalım.
Kısa Çalışma Ödeneği süresini de 3 aydan 6 aya çıkaralım.
Yine son günlerde Kıdem Tazminatı Fonu konusu gündemde.
Hem firmalarımız hem de çalışanlarımız tedirgin oluyor.
Başta KOBİ’lerimiz olmak üzere reel sektöre ilave yükler gelmemeli.
Ayrıca çalışma barışı da bundan olumsuz etkilenmemeli.
Bu konuda biz de sizinle aynı düşünüyor ve mutlaka işçi-işverenin tam mutabakatı aranmalı diyoruz.
Öte yandan yine eski dönemlerden kalan ve istihdamı zorlaştıran çeşitli bürokratik uygulamalar hala mevcut.
Firmalarımızda muhtelif mesleklerden kişilerin istihdamı, ihtiyaç olup olmadığına bakılmadan zorunlu tutuluyor.
Şirket ölçeği büyüdükçe istihdamı cezalandıran mevzuatlarla karşılaşıyoruz.
Ayrıca işçi-işveren uyuşmazlıklarında dava şartı olan 5 yıllık zamanaşımı süresi çok uzun.
Sürenin uzunluğu suiistimallere yol açıyor.
Salondaki arkadaşlarım ne demek istediğimi çok iyi anlıyor.
Bizi fırsatçıların eline bırakmayın.
Bunun 1 yıl gibi daha makul bir seviyeye çekilmesini bekliyoruz.
Sizin reformcu anlayışınızla mevzuatı da istihdam dostu haline getirelim.
Şehirlerimizdeki önemli bir sıkıntı da vergi ve ihracatın faaliyet gösterilen yere değil firma merkezinin olduğu şehre yazılması.
Yerelde insanlar mağdur oluyor “külfetini biz çekiyoruz nimetini büyük şehirler alıyor” diyorlar.
Vergi ve ihracat nerede ortaya çıkmışsa, o şehre, o İl’e yazılsın.
Kamu müteahhitleri için büyük önem arz eden iki konu vardı.
Maliyet artışından dolayı eski sözleşmeler büyük sıkıntıya yol açıyordu.
Hükümetimiz buna yönelik Tasfiye-Devir Sözleşmelerini çıkardı.
Ancak işleyişte bazı sıkıntılar var, bunların da giderilmesi bekleniyor.
Ayrıca fiyat farkı kararnamesi de çok talep edildi ama henüz çıkmadı.
İnşallah olumlu sonuç bekliyoruz.
Büyüme sürecine destek için bu son ekonomik çalkantıda hasar gören şirket ve banka bilançolarının düzeltilmesini de gerekli görüyoruz.
Kapsamlı bir plan çerçevesinde bunlar ele alınabilir.
Böylece üretim ve ticaret kapasitemiz korunmuş olur.
Küresel rekabeti en yoğun sanayicilerimiz hissediyor.
Birçok ülke üretim maliyetlerini düşürerek sanayi sektörlerini desteklemek için adeta birbirleriyle yarışıyor.
Zira imalat sanayi kalkınmanın motorudur.
Türkiye’deyse sanayicilerimiz üzerinde başta enerji olmak üzere birçok kamusal yük bulunuyor.
Sanayimizde büyük sorunlara neden olan arazi izin süreçleri dekolaylaştırılmalı ve hızlandırılmalı.
OSB’lerimizin arazi ve altyapı sorunlarına da kaynak sağlanmalı.
Siz Yatırım diyorsunuz, Biz yatırım yapmak istiyoruz. Ama arazi yok.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız bu konuda desteklenmeli.
Anadolu’dan daha fazla ihracat yapmak ülkemize döviz kazandırmak istiyoruz.
Limanlara ve yurtdışına daha kolay ulaşabilmeliyiz.
Bunun için demiryolu altyapısı geliştirilmeli, taşıma maliyetleri düşürülmeli.
Lojistik köylerin faaliyete geçişi hızlandırılmalı.
Yine küresel arenada öne çıkan iki önemli sektörümüz, denizcilik ve yurtdışı müteahhitlikte finansman destekleri artırılmalı.
Turizm sektöründe 46 milyon yabancı turist ve 30 milyar dolar döviz geliriyle tarihi bir başarı yakaladık.
Turizmi 12 aya ve 81 İlimize yaymayı başarırsak, daha da iyisini yapacağımıza inanıyoruz.
Kültür ve Turizm Bakanımız tanıtıma yönelik önemli bir çalışma başlattı.
Bunu biz de destekliyoruz.
81 ildeki Oda ve Borsalarımızla turizmi yeni hedeflere taşımaya da hazırız.
Sayın Cumhurbaşkanım
Yaklaşık 1 senedir genel ve mahalli seçimlerle devam eden seçim süreci sona erdi.
Önümüzde 4 yıllık seçimsiz bir dönem var.
Bu fırsatı iyi değerlendirmeli, kesintisiz bir icraat dönemine çevirmeliyiz.
İstikrar sürsün, Türkiye reformlarla büyüsün.
Sizin de ifade ettiğiniz gibi ekonomiyi gündemin ilk maddesi yapalım.
Rekabet gücümüzü artıracak yapısal reformları arka arkaya hayata geçirelim.
Zira ekonomide atılacak çok adım yapılacak çok iş var.
Hükümetimiz seçim öncesinde bunun sinyalini verdi.
Seçimler geride kaldığına göre artık hızla harekete geçilmesini bekliyoruz.
Bakın dünya ekonomisinde de yeni bir dönem başladı.
Düşük faizle ve bol sıcak paraya dayalı kolay büyüme dönemi bitti.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler verimlilik artışlarına ve inovasyona dayalı yeni ve farklı bir büyüme sürecine odaklanmak durumunda.
Hazine ve Maliye Bakanımız sayın Berat Albayrak bu konuda ilk adımları attı.
Yeni Ekonomi Programı ve Yapısal Dönüşüm Adımlarını açıkladı.
Bu çalışmaları sürdürüp genişletelim.
Yeni bir Türkiye hikâyesi ve yeni bir büyüme modeliyle piyasalarda güven artacak.
Ülkemize karşı oluşturulmak istenen olumsuz algıların önüne geçilecek.
Faiz ve döviz istikrara kavuşacak.
Yeni Kalkınma Planıyla birlikte Sanayi Politikası ve Yatırım Teşvik sistemini de yenileyelim.
Bölgesel Kalkınma Ajanslarıyla belediye faaliyetlerini değil özel sektör yatırımlarını destekleyelim.
Ekonominin yüzde 60’ı olan iç tüketimin canlanması sağlayalım.
Tarım ve hayvancılık politikamızı tarafların mutabakatıyla hazırlayalım.
Önceliğimiz üretim planlaması ve üretim hacmini artırmak olsun.
Vergi politikamızı değiştirelim.
Üreticinin girişimcinin sanayicinin üzerindeki yükü azaltalım.
Emeğin değil rantın vergisi artıralım.
Ekonomiye bir destek de Avrupa Birliği katılım sürecini canlandırmaktır.
AB vatandaşlarımıza karşı vize uygulamasına son vermeli.
Gümrük Birliğini güncelleyecek müzakereleri daha fazla ertelemeden başlatmalı.
İktisadi ve teknik konular bazı Avrupa ülkelerindeki vizyonsuz siyasi yaklaşımlara kurban edilmemeli.
Siyasi reformların hayata geçirilmesinde öncü bir rol üstlenen Reform Eylem Grubu'nun 2018 yılındaki başarılı çalışmaları 2019 yılında da sürdürülmeli.
Yargı ve Temel Haklar ile Adalet Özgürlük ve Güvenlik fasıllarında atılacak adımlar Vize Serbestisi Diyaloğu için de çok önemli.
Ayrıca, hukuk sistemini güçlendirecek her adım, ekonomiye de destek verecek, yüksek teknolojili ve ihracat odaklı uluslararası yatırımları, ülkemize çekmemizi sağlayacak.
Esasında tüm bunları yaptığımızı geçmişte gösterdik.
Kişi başı geliri 3 bin doların altında “orta seviye bir ekonomi” olmaktan çıktık.
Kişi başı geliri 10 bin doları geçen “üst orta seviye bir ekonomi”ye dönüştük.
2002’den itibaren aldığımız mesafenin önemini ve değerini hep akılda tutalım.
Şimdi yine önemli bir noktadayız.
Çok işimiz var. Ama biliyoruz ki biz güçlü bir ülkeyiz.
Bizler “Hak ile sabır dileyip akıl ve ahlakla çalışan”
Kadim Ahilik teşkilatının günümüzdeki temsilcileriyiz.
Dün yapabildiysek bugün de yapabiliriz.
Son olarak şunu da vurgulayacağım.
İbn-i Haldun’un çok beğendiğim bir sözü var: Kalpleri müteferrik yani “ayrılmış” olanların akılları birleşmez.
82 milyon arasında güven ve birlikteliği artırmalıyız.
İnsanlar birbirlerine güvenirlerse birlikte iş yaparlar.
Birlikte yapılan işlerin kıymeti de başarısı da yüksek olur.
100 sene önce yokluk içinde yoksulluk içinde işgal altındayken, Dumlupınar’da Kocatepe’de istiklali, Lozan’da istikbali birlikte kazanmadık mı? Ankara’da Cumhuriyet’i birlikte ilan etmedik mi?
Bizler “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” sözüyle yola çıkanların, bitmiş-tükenmiş bir devletin küllerinden yeni bir devlet kurmayı başaranların çocuklarıyız.
Bizim kökenimizde geçmişimizde ayrılık-gayrılık yok.
Doğduğumuz şehirler inancımız fikrimiz farklı olabilir
Ama bu ülkenin sorunları da zenginliği de bizim.
Türkiye hepimizin.
Biz diyoruz ki;
Sadece umutsuzluk kötümserlik aşılayanlara inat
Adeta kara bulut duasına çıkanlara hak ve adaleti unutup linç kampanyası yapanlara inat
Eleştiriyi karşıtlık övgüyü yandaşlık gören ucuz kahramanlara inat
İkbali ve menfaati için suyu bulandıranlara bizden bir şey olmaz diyenlere inat
82 milyonun geleceği için hep beraber çalışma zamanı.
Hemen şimdi kucaklaşma zamanı.
Birlik ve beraberliğimizi perçinleme zamanı.
Komşuna güler yüzle bakma selam verip alma zamanı.
Trafikte yol verme zamanı.
Mazlumu koruma hak ve adaleti mihenk taşı yapma zamanı.
Vicdana ve ahlaka sarılma zamanı.
Cumhuriyetimizin kurucu ilkelerini korurken rahmetli Özal’ın vurguladığı 3 temel hürriyete; fikir teşebbüs ve inanç hürriyetlerine sahip çıkma zamanı.
Ve işte yine bu nedenle diyoruz ki; Birliğimiz ebedi gündemimiz ekonomi.
Bugüne kadar hayal görünen nice hedefi birlikte çalışarak gerçeğe dönüştürdük.
Bugün hayal gibi görünen nice hedefe de yarın yine birlikte ulaşacağız.
Vehimlere kapılmayacağız.
Fitneyi ayrışmayı asla yanımıza yaklaştırmayacağız.
Kimseyi ötekileştirmeyecek öteki diye görmeyeceğiz.
Tüm farklılıklarımızı zenginlik olarak kabul edecek, bu zenginlikle ülkemizi daha da büyüteceğiz.
Türkiye, dünyanın en büyük ekonomileri arasında yerini alacak ve lider ülke haline gelecek.
Allah gönlümüzü zengin emeğimizi ve kazancımızı bereketli milletimizin birliğini dirliğini ve kardeşliğini daim kılsın. Yolumuz bahtımız açık olsun. Allah yar ve yardımcımız olsun.”
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen TOBB 75. Genel Kurulu'nda konuştu. Ahiliğin ve lonca teşkilatının bugünkü mirasçısı olan TOBB'un en başından beri hep birlikte çalıştıkları, yol yürüdükleri bir kuruluş olduğunu aktaran Erdoğan, ekonomi başta olmak üzere ülkenin geleceğine ilişkin hemen her konuda iş dünyasıyla istişareye özel önem verdiklerini söyledi.
Aldıkları tüm kararların ortak aklın, ortak ihtiyaçların ve ortak vicdanın ürünü olması için gayret gösterdiklerini dile getiren Erdoğan, Ankara ve tüm şehirlerde iş dünyasının bu en büyük çatısının genel kurullarına, ekonomi şuralarına, ödül törenlerine ve diğer pek çok etkinliğine katılarak yol arkadaşlığını güçlendirdiklerini ifade etti.
Her vesileyle ülkenin ve şehirlerin sorunlarını, taleplerini, beklentilerini konuştuklarını, tartıştıklarını ve birlikte çözüm yolları geliştirdiklerini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizin 81 şehrinde faaliyet gösteren 365 oda ve borsamız büyük ve güçlü Türkiye davamızın ete kemiğe büründürülmesinde lokomotif görevi ifa etti. Oda ve borsalarımız kendilerini çağın yeniliklerine uydurarak, dijitalleşmeyi hızlandırarak hem verdikleri hizmetlerin kalitesini yükselttiler hem de daha derinlemesine analizler yapma imkânına kavuştular. Biraz sonra en iyi hizmet veren oda ve borsa temsilcilerine ödülleri takdim edilecek. Türkiye'yi 2023 hedeflerine inşallah yine birlikte ulaştıracağız. İş dünyamız kendini geleceğe ne kadar hızlı hazırlarsa biz de o hedeflerimize o derece çabuk varırız. TOBB çatısı altında bir araya gelen 1,5 milyon girişimcimiz, temsilcisi oldukları yatırım, ihracat, istihdam dinamikleriyle geleceğimizin de güvencesidir. Sizlerin azmi, çalışkanlığı, dirayeti ve kabiliyetiyle önümüze çıkartılan engelleri birer birer aşarak hedeflerimize doğru yürümeye devam ediyoruz. Sizler ürettiğiniz, istihdamı artırdığınız, ihracatı yükselttiğiniz, yatırımlarınıza devam ettiğiniz, yeniliklere açık olduğunuz sürece Allah'ın izniyle bu ülkenin ve milletin önünde kimse duramaz. Türk malı ifadesi artık dünyanın dört bir yanında kalitenin sembolü haline gelmişse bu başarının altında sizlerin imzası var."
- "Girişimcilerimizin çok büyük emeği ve katkısı var"
Bugün Türkiye'nin itibarı iftihar verici bir seviyeye ulaşmışsa bunda adeta bir alperen ruhuyla dünyada ayak basmadık yer bırakmayan girişimcilerin çok büyük emeği ve katkısı bulunduğunun altını çizen Erdoğan, "Bir kez daha Türkiye'nin büyümesi, güçlenmesi, gelişmesi, kalkınması, zenginleşmesi mücadelemize katkı veren her bir kardeşime teşekkür ediyorum." dedi.
Geride kalan 17 yıldaki istikrar ve güven ikliminde gerçekleştirilen bu başarıların gelecek dönemde çok daha büyük başarılara imza atılabileceğinin işareti olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye'yi 2003'ten 2018'e kadar yılda ortalama yüzde 5,6 büyütme başarısını birlikte gösterdik. Ülkemize 210 milyar dolarlık uluslararası yatırım getirme başarısına birlikte imza attık. Her ne kadar döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle dolar bazında geçen yıl biraz gerilemiş de olsa milli gelirimizi 3 kattan fazla artırmayı birlikte başardık. İhracatımızı 36 milyar dolardan 169 milyar doların üzerine beraberce çıkardık. Turizmde 12,8 milyon turist sayısından 46 milyon turist sayısına birlikte ulaştık. Birileri borçlanma rakamları üzerinden fırtına koparmaya çalışıyor, bunun farkındayız. Maruz kaldığımız bunca saldırıya rağmen kamu borç stokumuzun milli gelirimize oranı yüzde 13,7 düzeyindedir. Göreve geldiğimizde bu oran yüzde 60'ın üzerindeydi. Ülkemizi IMF'ye 23,5 milyar dolar borçtan devralarak Mayıs 2013'te IMF'ye olan borcu herhalde sıfırlamayı bir kenara koymak mümkün değil, biz sıfırladık. Aynı şekilde Merkez Bankamızın döviz rezervi o zamanlar 27,5 milyar dolarken hamdolsun, şu anda onunla mukayese edilemeyecek konuma geldi ama bazı sirk cambazları bu konuyla ilgili bile döviz rezervine yönelik bakıyorsunuz gayri samimi açıklamalar yapmak suretiyle bir psikolojik olumsuz hava yaratmanın gayreti içinde. Türkiye'yi kur, faiz, enflasyon sarmalına hapsetmek isteyenlere karşı bu zaferi beraber kazanacağız."
-8 kategoride ödül
Konuşmanın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ile TOBB tarafından 8 kategoride düzenlenen proje yarışmasında birinci olan oda ve borsaların yöneticilerine ödüllerini verdi
[Devamını oku...]